Bir başkadır Antep’in el sanatları

0
99

El sanatları açısından da ülkemizin en renkli illeri den biridir Gaziantep… Bakır işlemeciliği, sedef sedef kakmacılığı, kutucuklu, gümüş işlemecimi kilimcilik, aba dokumacılığı, zurna ve Küpçülük Antep’te yaşatılan el sanatlarının sadece birkaçı… Bunlar arasında özellikle bakır işlemeciliğinin ayrı bir yeri var. Çünkü Antep’te bu sanatın geçmişi neredeyse insanlık tarihiyle yaşıt.

Tarihi değeri bulunan ve geçmişi çok eski dönemi re dayanan kutnu bezi dokumacılığı, ülkemizde sadece Antep’te yaşatılıyor. Tamamen el tezgahları da dokunan kutnu kumaşı, Antep’in yöresel kıyafetlerinin ana malzemesini de oluşturuyor. Gaziantep’te geçmişi çok eskilere dayanan bir diğer el sanatı ise; gümüş işlemeciliğidir.

Antep’in antik kentleri; Kargamış, Dülük ve Zeugma’da yapılan kazılar bol miktarda bulunan güm takı ve aksesuarlar, Gaziantep’te gümüş işçiliğin ve kullanımının tarih öncesi çağlara dayandığı gözler önüne seriyor. 19’uncu yüzyıl ve 20’nci yüzyılın ilk yarısında Gaziantepli bir kadında oniki çeşit gümüş takı bulunduğu biliniyor personal tours bulgaria.

Antep’te devam eden el sanatlarından biri de Anadolu fol kloru n ü n vazgeçilmez çalgısı zurnanın yapımıdır. “Harat” adı verilen zurna yapan kişilerin sayısı, her geçen gün azalsa da varlıklarını sürdürüyorlar. Tezgah, şekil, dokunuş biçimi ve nakış bakımından diğer Anadolu kilimlerinden büyük farklılık gösteren Antep kilimleri, kentin kültürel zenginliğini yansıtan önemli bir el sanatı olarak tezgahlarda dokunulmaya devam ediliyor.
Antep’te hayat bulan bir diğer el sanatı ise; yemeniciliktir. Üstü kırmızı ya da siyah deriden, tabanı köseleden dikilen, topuksuz ve son derece sağlıklı bir ayakkabı çeşidi olan yemeniyi, ilk defa Yemen’de, Yemen- i Ekber isminde bir kişi icat eder. Yemen’den Halep’e, Halep’ten Güneydoğu Anadolu’ya geçen yemenicilik, ülkemizde Şanlıurfa, Diyarbakır, Kahramanmaraş, Antakya ve Adana’da yaygınlaşır. Ancak zamanla diğer illerimizde yok olan yemenicilik günümüzde sadece Gaziantep ve Kilis’te devam ediyor.

Gaziantep’te inanç turizmi

Antep, inanç turizmi açısından da önemli bir potansiyele sahip. Antik dönem inançlarının yanı sıra Musevilere, Hıristiyanlara ve Müslümanlara ait önemli dini yapıları barındırıyor. Örneğin; Antik inançlardan; baş tanrısı Tepuş olan ve daha sonra İngiltere’den Kuzey Afrika’ya kadar uzanan inancın mabedi, Gaziantep’in Dülük Köyü’ndeki Şarklı Mağarası’nda bulunuyor.

Hıristiyanlığın ilk ortaya çıktığı zamanlarda Hz. İsa’nın havarilerinden Johannes, dönemin en önemli merkezlerinden Rumkale’yi kendine üs seçer ve İncil’i burada yazarak çoğaltır. Aziz olarak tanınan son patrik olan ve 1173 yılında ölen Aziz Nerses’in, mezarı ve adına yapılmış bir kilese Rumkale’de yer alıyor. 1948 yılına kadar Yahudiler’in yoğun olarak yaşadıkları Gaziantep, İsrailoğulları’ndan Hz. Musa’nın yeğeni Hz. Yuşa’nın türbesini de ağırlıyor.
Gaziantep aralarında Hz. Muhammet’in peygamberlik mührünü görüp öpen Hz. Ökkeşiye, Dülükbaba olarak tanınan Davud’u Ejder, Pirsefa, Said İbn-i Ebu Vakkas gibi Hz. Ömer döneminde Gaziantep yöresinde yapılan savaşlarda şehit düşen zatların türbelerini de barındırıyor. Hz. Ömer, şehrin korunması için etrafını surlarla çevrilmesini öneren komutanlarına bölgede şehit düşen bu şahısları kastederek: “Antep surlarla çevrilmiştir” dediği tarih kitaplarına Antep’le ilgili düşülen notlarından biri.

Gaziantep’te günümüze ulaşan tarihi eserlerden bazıları şöyle:

Gaziantep Kalesi: Türkiye’de ayakta kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden biri olan Gaziantep Kalesi, ihtişamı, heybeti ve bir sır gibi gizlediği tarihiyle tüm ziyaretçilerini büyülüyor. Şehrin merkezinde “Kudret Kayası” diye adlandırılan bir tepenin üzerinde kurulmuş olan kalenin, ne zaman ve kimler tarafından yapıldığına dair kesin bir bilgi bulunmuyor. Kale, M.S. 6’ncı yüzyılda askeri öneminin artması üzerine Bizans İmparatoru I. Justinyanus tarafından büyük çapta onarılıyor. Mimari açıdan Gaziantep Kalesi, ülkemizdeki kaleler içinde en muhteşemi ve en ilgi çekicisi olarak nitelendiriliyor.

Dış cephesinin yapımında kalkerli taşın kullanıldığı kale, 100 metre çapında ve çevresi 1200 metre uzunluğunda bir daire şeklindedir Gaziantep.

Rumkale (Hromgla)

Tarihi hakkında kesin bilgiler bulunmamasına karşın, M.Ö. 840 yılında Hititler tarafından yapıldığı sanılan Rumkale, Fırat boyuna hakim olması nedeniyle çok eski tarihlerden beri stratejik öneme sahipti. Hz. İsa’nın havarilerinden Johannes (Yohanna). Roma döneminde Rumkale’yi merkez yaparak Hıristiyanlığı yaymaya çalışır. Ayrıca Johannes’in İncil’in müsveddelerini Rumkale’de sakladığı ve daha sonra Beyrut’a kaçırdığına inanılıyor. Bu nedenle Rumkale, Hıristiyanlarca kutsal kabul edilmektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz